6 Ağustos 2015 Perşembe

ERGEN SEÇİM...

Memleket iyice muz cumhuriyeti haline geldi. Aslında bizim memleketin muz cumhuriyeti olması bölge sakinleri tarafından şaşkınlıkla karşılanan bir durum değil.İşin ilginç olan kısmı siyasi ve kültürel cıvıklığımızın bütün bölgede müthiş bir sulanmaya yol açmış olması. Gün geçtikçe kimsenin tam olarak ne yaptığını bilmediği bir şekle gelen güzel yurdumuz ve çevremiz, sanki vatandaşın genel seçimlerde müthiş bir hata yaptığı ve bütün sorumluluk vatandaşta olduğu için bunu ancak vatandaşın düzeltebileceği havasıyla çalkalanıyor. İlk kısmına katılmamakla birlikte ikinci kısmının altına imzamı atarım .

Başrol ve en iyi yardımcı oyuncu...

  
 Bildiğimiz gibi (yani çoğumuzun bildiğini umuyorum) genel seçimlerden önce memleketi AKP yönetiyordu. Seçimden sonra da fazla birşey değişmedi. Yani seçimden sonra her ne olduysa gidip de bunu AKP nin konumunun değişmesine bağlamak çok mantıklı gelmiyor bana. AKP ile ilgili değişen şey milletvekili sayısının tek başına hükümet kurmak için yeterli sayıya ulaşamaması. Bunun sebebini incelemek AKP nin yapmaya çalıştığı şeyi ve memleketin neden bu hale geldiğini anlamak için iyi bir başlangıç olabilir. Genel seçim sonuçlarına bakıldığında AKP nin oy kaybının milletvekili kaybıyla aynı oranda olmadığını görmek ilkokul 4 matematiği , içler dışlar çarpımı falan gibi bir takım ağır teknik bilgiler gerektirse de ulaşılabilir bir veri. Ortada müthiş bir adaletsizlik olduğunu düşünenler olabilir tabiiki, ama zaten hiçbir zaman yurt çapındaki oy oranı ile meclisteki sandalye sayısının tutmadığını aynı yüksek teknik bilgileri kullanarak tespit etmek mümkün. Bu noktada her seçim döneminde bir takım partilerin "barajı kaldıralım, baraj demokrasiyi gölgeliyor , zedeliyor" falan fıstık diye bağırdıklarında Keban barajını kastetmediklerini anlamış olduğumuzu umuyorum(Ümit fakirin ekmeği...). Aslında %40 oy ile rüyalarda görülemeyecek sandalye sayısına ulaşılmasının tek sebebi güneydoğu bölgesinde %8 - %10 civarı vatandaşımızın attığı oyun baraj kisvesi altında AKP milletvekiline dönüşmesi. HDP daha barajı geçmeden, can ciğer kuzu sarması olanların nasıl kanlı bıçaklı olduklarını anlamak zor değil.İşin asıl komik tarafı 10 küsür senedir memleketi yönetenlerin bunun geldiğini göremeyip sağ ayaklarıyla sol ayaklarına çelme takmış olmaları.Şimdilerde tek ümitleri eski mutlu günlerdeki gibi HDP nin barajın altında kalacağı bir seçim ve sonrasında alınacak tedbirler. Tabii seçim öncesinde bu sonuca ulaşmak için alınacak olan kaos ortamı tedbirleri çoktan tedarik edildi. Seçim yaklaştıkça tedbirlerin sertleşeceğini ve baraj adaletsizliğini ve bu adaletsizliğin Adalet ve Kalkınma Partisine yaramasını aşmak adına HDP ye oy atan kesimin pişman edilmesi için akan kanın debisinin artacağını söylemeye gerek olduğunu sanmıyorum. 

Arkasını yanlış adamlara yaslayan adam

Bizim topraklarda arka çok önemlidir. Hele yaslayacaksan çok dikkat etmek lazım gelir. Selahattin Demirtaş dönem dönem memlekette bazı siyaset adamlarına vuran piyangonun kendi biletine vurmasıyla meclise %13 lük oy oranı alarak girdi. Daha içeri girmeden hem kendisi hemde kurmayları "emanet oy" tabiriyle, AKP den kurtulmak için kendisine oy atanlara sahip çıktı. İş buraya kadar çok iyi gitmişti zaten , demokrasi falan fıstık yaklaşımlarının yanına "emanet" kelimesi de yapıştırılınca, zaten seçimden zaferle çıktığını düşünen %3 lük  anti-AKP baraj katili kahraman kitle iyicene kabardı. Seçim öncesi ve sonrası, biz akp ile değil koalisyon danaya bile girmeyiz, yorumlarıyla emanetçileri iyice sevindirik eden Demirtaş  sonrasında da durmayarak milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması için bir adım atarak kendine oy emanet edenleri iyice mest etti. Siyaset adına ardı ardına atılan muhteşem adımlar olduğunu söylemeden edemeyeceğim . Ancak siyaset zalimdir. Önüne bakmak iyidir ammaa , arkanı da unutmayacaksın. PKK , YPG , İŞİD , Kobani,Hakkari,Diyarbakır bunları unutursan bir bakarsın arkanda sert bir cisim var. PKK ve YPG  nedense %13 le kürtleri temsil edecek bir partinin meclise girmiş olmasını Kürt halkının sorunları için bir çözüm olarak görmedi.  Zaten paçaları tutuştuğu için çözüm sürecini bir kalemde silen AKP nin çözüm sürecine uymadığını bahane ederek terör eylemlerine tarihte hiç görülmediği kadar müthiş bir hız verdi. Muhtemelen Demirtaş da "nooluyoruz lan" oldu. Yada daha kötüsü Demirtaş AKP den çok daha tehlikeli ve daha iyi hesaplanmış bir oyuna girdi , hangisi olduğunu kesin bilmemekle birlikte sonucun Demirtaş lehine olacağını hesaplamak çok daha karmaşık bir siyaset matematiği istiyor.  İki temel ihtimal üzerinden giderek konuyu kapatacağım. 1 - PKK Demirtaş üzerinden değil terör ve AKP üzerinden yoluna devam etme kararı aldı , bu Demirtaş'a yarar , çünkü HDP ye oy attık başımıza bunlar geldi diyecek cahil kesim zaten HDP ye oy atan kesim değil , bunun Demirtaş'a erken seçimde oy kaybettirmesi mümkün değil , ancak oy için AKP memleketi kana buladı algısınıa kapılarak MHP ye yada HDP ye oy atacak AKP seçmenleri mevcut. 2- HDP nin PKK ile doğrudan ilişkisi olmadığını ve HDP nin PKK üzerinde yaptırımı olmadığını ispatlar bir durum oluşması , ve bu terör eylemlerinin tamamen hükümetin sorumluluğuna bağlanması durumu , sonuç gene HDP ye yarayacak ve AKP ye zarar verecek. Peki neden yanlış adamlara yasladı diyoruz ? Çünkü PKK bir terör örgütüdür , ve Demirtaş başbakan da olsan Eylem ve faaliyetlerini sürdürecektir. PKK nın başında bulunan liderlerin sefa içinde bir elleri yağda bir elleri balda , çeşitli organları PKK militanı kızlardan oluşan harem mensuplarının bir taraflarında yaşayabilmelerinin yolu budur.

Uyanık adam

 Benim gençliğimde Turancılık diye birşey vardı , "Türk cihan hakimiyeti mefkuresi" vardı misal. Bunları MHP nin ileri gelenleri ve mensubları unuttuğu gibi partinin seçmeni de unuttu , muhtemelen gençlik kollarının şuan bundan hiç haberi bile yok.%16 oy almasına rağmen millet vekili sayısı HDP  ile aynı olan MHP seçim sonrasında küstüm oynamıyorum modunu açmış , hiçbir koalisyon teklifini kabul etmemiş, Memleketin en büyük sorunu çözüm süreci ve HDP imiş havasına bürünmüş, "bunlardan taviz vermeyük" demiştir.Hiç kimsenin aklına da , "çözüm sürecini iptal edelim de güneydoğu anadoluyu , memleketin dört bir yanında oturan çalışan kürt vatandaşları ne yapalım , ohal mi ilan edelim" diye sormak gelmemiştir. Kuvvetle muhtemel AKP nin ve PKK nın kaos hamlesini herkesten önce görmüş ve yelkenleri daha rüzgar esmeden doğru istikamete çevirmiştir. Sayın Bahçeli bu rüzgarın kendisini uçuracağından o kadar emindir ki CHP nin "seni başbakan yapacağuk " çağrısını bile iplememiş,gözünü ufka dikmiştir.HDP nin meclise girmesine o kadar içerlemiştir ki , kendisine bütün bu kaos ortamıyla  AKP den yüklü miktarda oy yontmasını sağlayacak olan  "emanet oy" lara şerefsiz diyecek kadar ileri gitmiştir. Bu son genel seçimle , senelerdir "siyasetçi olamadı" eleştirisine tokadı basmış , milliyetçiliği artık bir kenara koymuş , siyasetçi olmayı başarmıştır. Bu bir başarı sayılırsa eğer. Seçimden çok daha güçlü çıkacağını ve koltuk değneği modundan söz sahibi moduna geçmeyi ummaktadır. Hayırlısı diyoruz.

Ne olup bittiğini anlamayan adam

 Seçimden zaferle çıktığını sanan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu neden memleketi hala AKP nin yönettiğini bir türlü çözememiş olacak ki , hala koalisyon formülleri üzerinde çalışmaktadır. Bir koalisyon olmayacağını anlayamamış , dolayısıyla  acilen seçim çalışmalarının ve olası seçim sonuçları doğrultusunda izlenecek politikaların tespit esilmesi konusunda hiçbir çalışma başlatamamıştır. Seçim öncesinde "oy verin gitsinler" sloganıyla yakaladığı sükse direkten dönünce "bidaa oyverin bu sefer kesin gidecekler" diyecek gibi görünen Kılıçdaroğlu'nu ikinci bir sol partinin seçime iddialı girmesi,yahut seçmenin "lan toplansak toplansak %25 ediyoruz , az daha zorlasan %30 ederiz" diyerek çözümü bir başka partide araması,ya hiç endişelendirmemekte yada bu kadarını düşünememektedir. Oluşan kaos ortamında herkes bir taraflara koştururken , tren istasyonunda ne tarafa gideceğini bilemeyen turist gibi,etrafından akan kalabalığa bakakalmıştır. HDP nin dokunulmazlıklarla ilgili yaptığı ortaya kafayı vurması gerektiğini anlayamamış, "yahu biz yıllardır söyleyip duruveriyoz bea" gibi eblekçe bir tepki vermiş, o treni de kaçırma noktasına gelmiştir. Yolsuzlukları ve Mit Tırları fiyaskosu kozunu meclise taşımayı becerememiş , en azından bu konuda muhalefeti bir araya toplayarak AKP ye erken seçim öncesi tokadı basma fırsatını değerlendirememiştir. %25 le bu işin olmayacağını bir an evvel farkedip en azından diğer sol partilerle görüşmek ya da baraj konusunu vakitlice gündeme getirip o konuyu çözmek gibi girişimlerde de bulunmayan CHP nin bu seçimde MHP ye ve Vatan Partisi ne ciddi oranda oy kaptırarak eşekten düşmüşe dönmesi beklenmektedir.

Toplu Sonuçlar 

Netice itibariyle atılan oyun da seçilen parlementonun da bereketi olmamış , memleketi yöneten kimsenin olmamasının da sonuca çok büyük tesiri olmadığı anlaşılmıştır. Yıllarca koalisyonla yönetilen , en karşıt görüşlerin bile kalisyon çatısı altında toplanıp birlikte çalıştığı bir meclisten,"benim dediğim olmazsa olmaz" modeli ahlaksız ve terbiyesiz bir siyaset modeline dönülmüştür.  Bir takım kesimler siyasi rant ve oy için vatandaşın kanını dökmekten ülkeyi kaosa sürüklemekten hiç çekinmeyeceklerini seçimden önce de üstü kapalı belirttikleri gibi seçimden sonra uygulamaktan hiç çekinmemişlerdir. Ülkeyi yönetmeye talip siyasetçilerin artık seçim sonuçları olasılıkları üzerinden uygulanabilir çözüm önerileri ile seçime girmeleri gerekmektedir. Yoksa erken yada geç ama ergen bir seçim olacağı kesindir.